Doğayı kirletmeden temizlenen bir kültürün ürünü olan Kül Suyu Zeytinyağı Sabunu, Ulamış Köyü’nde yaşayan Suna Kalaycı tarafından tamamen geleneksel yöntemlerle yapılıyor.
Suna Kalaycı, yıl boyunca evinin damında yağmur suyu topluyor. Fırınında ekşi maya ekmek pişirmek için kullandığı meşe, incir, zeytin odunlarının külünü, ekmek piştikten sonra bir kaba alarak biriktiriyor. Biriken külleri üzerine yağmur suyu ekleyerek durultan Suna Kalaycı, “Babaannem bu sudan pekmezle külür tatlısı yapardı” diyor. Yağmur suyu eklenerek elde edilen kül suyu, odun ateşinde “göbek atıncaya kadar” kaynatılıyor. Bir süre kaynayan küllü suya zeytinyağı ekleniyor ve kıvam tutuncaya kadar karıştırılıyor. Bu işlem sırasında kül suyu ilavesi yapılıyor. Yavaş yavaş koyulaşmaya başlayan karışım boza kıvamına gelince karıştırma işlemi sona eriyor ve soğuması bekleniyor.
Suna Kalaycı, karışım soğuduktan sonra aroma vermek amacıyla, defne meyvelerinden çıkarılan defne yağını karışıma ekleyerek Kül Suyu Zeytinyağı Sabunu’na kendisine has rayihasını ve dokusunu veriyor. Tamamen geleneksel yöntemlerle Kül Suyu Zeytinyağı Sabunu üreten Suna Kalaycı, “Sabun yapımında her şeyi 90 yaşındaki babamdan öğrendim. Bir tanışsanız, ayaklı tarih gibidir” diyor ve ekliyor: “Artık böyle şeylere meraklı insanlar kalmadı. Bir yardım eden olsa daha bunun gibi neler yaparız birlikte.”
Bu yüzden Kül Suyu Zeytinyağı Sabunu yalnızca bir temizlik malzemesi değil, aynı zamanda yaşayan bir kültür mirası.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.